Her şey para sevgili okur, her şey para... Çektiğimiz bütün sıkıntıların temel nedeni para. Okula gitmemizin nedeni okuyup iyi bir iş sahibi olabilmektir. Lise sınavlarına hazırlanmanın amacı, iyi bir eğitim alınabilecek bir liseden ziyade üniversiteyi kazandıracak bir liseye gitmektir. Üniversite okumak kişisel bilgi birikiminizi arttırmak değildir, iyi bir meslek sahibi olmaktır.
Hangimiz okuduğumuz ya da okuyacağımız bölüme iş sahasını önemsemeden girdik? Hangimiz mezun olacağımız bölümden hedeflediğimiz işin maaşını araştırmadık? Ben araştırdım sevgili okur. Siz de araştırmışsınızdır. Çünkü olması gereken bu. Hepimizin kurtarılması gereken hayatlarımız var.
Bu düzenin bir parçasıyız doğduğumuz andan beri. Kulağımıza daha ismimiz okunmadan hayatta yapmamız gerekenler söyleniyor. Hepimiz adımızın ne olduğundan önce çok çalışmamız gerektiğini, gelecek kaygısı yaşayacağımızı, hayatın bize vuracağı tokatların olduğunu öğreniyoruz.
Daha büyümeden kefenimiz biçiliyor. Serbest piyasa ekonomisi hayatımızı ilmek ilmek dokuyor, sınırlarımızı çiziyor. Bankalar yeni bir müşteri kazandığını haber alıyor. İleride sırtımıza vuracağı borç kamçısını, haberi alır almaz hazırlamaya başlıyor. Her ay göndererek boynumuzdaki kravatı daha da sıkacak olan ekstrelerinin taslaklarını yapıyor.
Ekmek bıçağında dilimleniyor ömrümüz. Okul dertleri, lise ve üniversite kaygısı, hepsinden daha büyük olan gelecek kaygısı... Evlenip topluma karışma arzusu, tercihlerimiz, doğrularımız, yanlışlarımız... Her oyunun elbet bir kazananı olacaktır fakat biz asla kazanan olmayacağız. Çünkü biz küçük insanlarız. Her şeyimiz küçük. Kurduğumuz hayaller bile küçük. En büyük hayalimizi söylememizi isteseler, hepimizin hayali "gerçeğe en yakın" sınırlarıyla çizilmiştir.
En başta her şeyin para olduğunu söylemiştim. Eğer paramız olsaydı -yeterince değil, fazlasıyla olan bir paradan bahsediyorum- bu tarz sıkıntılara girmezdik. Yaptıklarımız zorunda olduğumuz şeyler değil, zevk aldığımız şeyler olurdu. Eğer bahsettiğim miktarda paramız olsaydı yeni bir şey aldığımızda "İhtiyaçtan değil, lüksten aldım" diyebilirdik.
Sanmayın ki mutluluğu, huzuru, sağlığı parayla değişmek isteyen biriyim. Tam aksine ben de küçük insanlardanım. Ama bahsettiğim miktarda paramız olsaydı huzur da sağlık da mutluluk da daha başka olurdu. Gerçekçi olalım sevgili okur, bu fikrime tamamen katılıyorsunuz. Belki biz değilizdir de, bazıları için para tapılacak bir şeydir. Ve onlar için ibadethane bankalardır. Ne olursa olsun, insan bunlara biraz da olsa hak vermeden edemiyor. En azından, ben biraz hak veriyorum.
Olmaz ya, yine de kazananlardan olmanız dileğiyle, yarını düşünmeden hareket etmeniz dileğiyle, "İhtiyaçtan değil, lüksten" diyebilmeniz dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Blog'umun gizli bir günlük olmadığını bana ispatlamak için lütfen yorum yapın :)