8 Nisan 2014 Salı

Yalan!

Yalan sevgili okuyucum yalan! Hepsi yalan! Sen yalan, ben yalan, biz yalan ama onlar gerçek!

Bu sert girişimin sebebi bugünkü hissiyatımdır sevgili okur. Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencisiyim ve pedagojik formasyon bizim yarayan kanamız. Çünkü o belge olmadan öğretmen olamıyoruz. Ben şu an okuduğum bölüme girdiğimde okurken veriliyordu bu meret. Daha sonra Eğitim Fakülteleri'nin ısrarıyla bu hak elimizden alındı. Şimdi ne mi yapacağız? İnanın kimse bilmiyor sevgili okur...

Anayasanın ikinci maddesinde: "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir." ibaresi yer alır. Madem bu devlet sosyal bir hukuk devleti nerede o zaman benim kazanılmış hakkım?

Önceden Fen-Edebiyat Fakülteleri'nin amacı öğretmen ve bilim adamı yetiştirmekmiş. Daha sonra öğretmen yetiştirme görevi Eğitim Fakülteleri'ne verilmiş. Bize sadece bilim adamı olmak kaldı. Ülkemiz öyle gelişmiş bir ülke ki dört bir bucağında bilim adamı ihtiyacı var(!). Bu yüzden olmalı ki her üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi var ve her sene bu fakülteler en az 60 mezun veriyor...

İlk cümleme geri dönmek istiyorum. Hepimiz yalanız sevgili okur. Ama onlar her zaman gerçek. Çünkü onlar yönetici. Onlar ne derse o olur. Onlar süründürmeyi çok sever. Ve biliyor muydunuz sevgili okur, bu ülkenin yazılı olmayan yasaları varmış. Ben de yeni öğrendim bunu. Mesela bu yasalardan biri de şuymuş: "Devletin her kademesinde resmi işler ağır ilerlemelidir".

Çok iyiyiz sevgili okur çok!.. Gelişmiş bir ülkeyiz biz. Çünkü gelişmiş ülkelerde yasalar harfiyen uygulanır. Bugün bir devlet dairesine gidin sizi oradan oraya koştururlar. Kanun böyle çünkü. Avrupa Birliği bizim gibi bir devleti neden üye yapmaz anlamıyorum. Öyle bir devlet ki bu devlet, durmaksızın bilim adamı yetiştiriyor...

Eğitim Fakülteleri de çok düşünceli. Öğretmenlik önemli bir meslekmiş. Doğru. O yüzden de formasyon eğitimi kısa sürede verilemezmiş, eğer verilirse öğretmenlerin kalitesi düşermiş. Kendileri çok kaliteli eğitim verdikleri için formasyon almış olan Fen-Edebiyat mezunu öğrencileri, kendi öğrencilerine kıyasla KPSS'de daha fazla atanıyorlar. Çok kaliteli eğitim vermişler ki o yüzden kendi öğrencileri atanamamış demek ki...

Yalan sevgili okur! Her şey yalan! Eğitim Fakülteleri'nin amacı kendi öğrencilerinin önünde biz Fen-Edebiyatlılar engel oluşturuyoruz ondan. Anayasa da yalan. Ne sosyal hukuk devleti?! Daha tam anlamıyla devlet bile değiliz biz kaldı ki sosyal bir hukuk devleti olalım.

Sözü daha fazla uzatmayacağım sevgili okur. Gördüğümüz rüyalar, bu ülkeden daha gerçek!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog'umun gizli bir günlük olmadığını bana ispatlamak için lütfen yorum yapın :)